top of page

Terapide sessizlik

Hiçbir şey olmasa bile, içinden geçmeye çalıştığın duyguyla tek başına kalmak zorunda değilsin terapide. Bazen dışarıdaki insanlara ne hissediyorsan, ne kadar güvenebiliyorsan, terapistine de o kadarını hissedersin. Ve bir noktada fark edersin ki, aslında dünyaya nasıl şüpheyle ya da hangi duyguyla yaklaşıyorsan, terapistine de aynı şekilde yaklaşıyorsun.


Terapinin amacı tavsiye vermek değildir. Eğer ben danışana doğrudan bir yol gösterirsem, o yol o anda işe yarayabilir. Ama karşısına benzer başka bir deneyim çıktığında, bu defa aynı tavsiyeyi dönüştürüp uyarlayamaz; çünkü o yolu kendi bulmamış, benden duymuştur. Bu yüzden terapide amaç yolu çizmek değil, yolda ilerlerken önüne çıkan taşları, tuğlaları birlikte fark edebilmektir. Yine de hangi yoldan gideceğine danışanın kendisi karar verir.


Bazen terapide konuşmaların yanında sessizlikler de olur. Sessizlikte de ilişki kurulur; bilinçdışı kendini gösterir, öfkeler, şüpheler, hayal kırıklıkları odaya taşınır. İlişkinin ilk güven adımları da çoğu zaman buradan başlar. Sonra birlikte duymaya çalışırız, merak ederiz: bu iki kişilik ilişkide ortaya çıkan hisler, davranışlar ve tavırlar, danışanın kendi içselliği hakkında neler söylüyor?


Böylece danışan yavaş yavaş kendi iç dünyasıyla da ilişki kurmaya başlar. Kendine temas eder; kaçındıklarını, kaygılarını, özlemlerini güvenli bir ortamda ilişkiye getirebilir. Terapist hem eşlikçi, hem de bir aynadır. Danışan, o aynada kendi düşlemlerini, kendi kendiliğini görür ve bununla odada ne yapabileceğini anlamaya çalışır.


Terapi uzun ve derinlikli bir yolculuk olabilir. Ama sonunda, kişi kendisini filtreler ve savunmalar olmadan karşısına alabilmeye başlar. Artık kendisiyle güvenli bir ilişki kurabilmenin zamanı gelmiştir.

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
Terapiye Dair..

Hepimiz kendi hikâyemizin içinde büyürüz. Yaşadıklarımız içimizde izler bırakır. Bazı izler, davranışlarımızı ve ilişkilerimizi sessizce...

 
 
 

Yorumlar


bottom of page